YÜZÜCÜ ANNESİ
İKİ ADET 13 YAŞINDA ERKEK YÜZÜCÜNÜN ANNESİ TECRÜBELERİNİ PAYLAŞIYOR
26 Temmuz 2016 Salı
6 Ağustos 2015 Perşembe
TAKIM DEĞİŞTİRMEK
Tüm yüzücüler hızlarını alamayıp depar duvarına kolunu kafasını bir kaç kere vurmuştur. Büyük umutlar ve heveslerle başladığınız yüzmede bazı duvarlara toslamak işin doğasında var. Bizim bu yazıdaki konumuz ise psikolojik duvarlardan birisi olan takım değişikliği.
Değerli ve biricik çocuğunuzun ; " Ama hoca Itırcan ile daha fazla ilgileniyor" şikayetleri, mutsuz küçük yüzücüler, lojistik sorunlar ve bunun gibi problemler yüzünden herkes takım değiştirmeyi en az bir kez düşünmüştür.
Lakin davulun sesi uzaktan hep hoş gelir. Başka kulüp-hoca ya da takımları birazcık araştırdığınızda belki aynı, belki bambaşka sorunların oralarda da olduğunu görürsünüz. Takım değiştirmek bir yüzücüyü düşürebilir de yükseltebilir de. Bu önemli kararı vermek biz anne-babalara düşer. 100 kere düşünüp 1 kere hareket etmek en güvenlisidir. Bazı detaylara azami dikkat etmek gerekir:
KULÜP PROTOKOLÜNÜ TAKİP EDİN
Eğer bir şikayetiniz varsa önce antrenör ile konuşun, çözemezseniz baş antrenörden (ya da kaptan) yardım isteyin. Takım sadakati önemlidir. Kimse kendi kulübünün yetiştirdiği bir sporcuyu çözülemeyecek sorunlar yüzünden bırakmak istemez. Kulübe çözüm için zaman verin.
ARTI VE EKSİLERİ İYİ TARTIN
Çocuğunuz ile karşılıklı konuşup sevdiği ve sevmediği şeylerin listesini yapın. Antrenörden şikayetçi olabilir (etmeyenini görmedim) ama yıllara dayanan arkadaşlıklarını silip atabilecek, yepyeni bir havuzda yeni çocukların arasına katılabilecek ve bundan mutlu olacak mı? İyi düşünün-düşünsün. Bilançonuzun alt toplamı onu da sizi de şaşırtabilecek bir sonuç verebilir.
ZAMAN VE MALİYET HESABI
Her şeyi göze alıp takım değiştirdiniz. Yolda daha fazla vakit harcıyor, daha fazla benzin yakıyor, daha fazla aidat ödüyor olabilirsiniz. Peki bunun çocuğunuzun ve sizin üzerinde baskı yaratabileceğini düşündünüz mü? Trafikte ağzınızdan kaçan bir cümle arkadaki küçük kulaklar tarafından ciddiye alınabilir ve hepinizi mutsuzluğa sürükleyebilir. Bir de ; ya bunlara değmezse?
GİTMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ TAKIM SİZİ İSTİYOR MU?
Her kafanıza estiğinde aklınıza gelen takıma gitseydiniz şu anda 5.takımda olurdunuz. (tabi yaşadığınız yerde o kadar takım varsa) Yine de gitmek istediğiniz takımın çocuğunuz yaşında ve branşında yüzücüye ihtiyacı olup olmadığı önemli bir kriterdir. Kucak açılıp beklenen de olabilirsiniz, birilerinin yedeği de. İnanın bu çocuğunuzun motivasyonu için çok önemlidir. Eski takımında gözbebeği iken yeni yerinde son kulvarda kalmak onu yıkabilir. Empati yapın ; istendiğiniz yerde mi daha başarılı olursunuz, zorla kabul gördüğünüz yerde mi?
BİR ÇOCUK BİR AİLE
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg536FY5ox2U0gVKoxsNaiTAWrEiA-DMuZiL8BcUGxdSKsQYkx_rW4u8krn7IaMscFc7rPZRllUrcsZBprYX-tLfrW5p8rkCPwwD0OhUilKO-kC_ZLtXet53vgqDJ6KvMfb3eSoz48HIek/s200/Family_holiday2.jpg)
iyi yönetemeyip birbirinizin yüzüne bakamaz hale gelirsiniz.
KİMİN İÇİN HAREKET EDİYORSUNUZ
Takımdan iyi bir arkadaşı diğer takıma mı gitti? Arkadaşının memnuniyetsizliğini fazla mı içselleştiriyor? Özellikle ergenlikte arkadaşlık ilişkileri her şeyin önüne geçer. Çocuğunuzun kararlarının kendine ait olduğundan emin olun. Zira bir kez harekete geçtiğinizde geri dönmek çok zor olacaktır.
ÖDEVİNİZİ İYİ YAPIN
Bir takım ve hoca hakkında harika şeyler duyuyor olabilirsiniz. Harekete geçmeden önce iyice araştırın. Hocalar istikrarlı ve uzun süreli mi orada çalışmışlar, yoksa sık sık değiştiriliyorlar mı? Gitmeyi düşündüğünüz hoca orada çalışmaya devam edecek mi? Emekli olacak mı? Başka takıma mı gidecek? Eski yüzücülerle konuşun size gördüğünüzden çok farklı şeyler anlatabilirler. Dedikodulara ve bilgi akışına kulaklarınız her zaman açık olsun.
HAYAT MÜKEMMEL DEĞİLDİR
Çocuğunuzu her sorundan ve her olumsuzluktan koruyamazsınız. Çocuğunuzun psikolojik gelişimi için zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmesi gerekir. Hayatı deneyimleyerek büyürler. Tabii ki fiziksel ve psikolojik zarar görüyorsa onu korumak görevimiz ve önceliğimiz olmalı. Baş edebileceği sorunlara siz müdahale ederseniz çocuğunuzu ilerleyen yaşlarında savunmasız bırakırsınız.
* ACELE ETMEYİN
* ÇOCUĞUNUZUN BU DEĞİŞİMİ İSTEDİĞİNE GERÇEKTEN EMİN OLUN
* DEĞİŞİMİN ONUN YARARINA OLDUĞUNA DAHA DA FAZLA EMİN OLUN
25 Temmuz 2015 Cumartesi
NE YESEK? NE ZAMAN YESEK?
Minik sporcularımız gün geçtikçe büyüyor, antrenman tempoları ve vücutlarının doğal ihtiyaçları her gün değişiyor ama ebeveyn olarak onları dengeli ve özenli beslemek görevimiz asla değişmiyor.
Biz yüzücü ailesi olarak; şimdiye kadar herhangi bir çocuk doktorunun ve antrenörümüzün tavsiyeleri dahil doğal beslenme dışına çıkmadık. Karbonhidrat, Protein ve Vitaminler ev usulü tencere tava modeli pişirilip hazırlanıp, beylerin damak tadına uygun yapıldı. Bu yöntemle bu yıla dek 6 ayda bir rutin olarak yaptırdığımız testlerde herbişeyleri gereken limitler içinde geldik maşallah. Tabii ki yumurta temel besinimiz oldu ki bununla ilgili bahsetmiştim. (YUMURTA SAVAŞLARI)
Bugün konuyu biraz daha açalım istedim.
KARBONHİDRATLAR
- Ana yakıt maddesi.Tahıllar-Makarna-Pirinç ve Ekmekte bolca bulunur.
- Zamanla yüzücünüz büyüdükçe ihtiyaç artar. Az alınması uzun antrenmanları çıkarmasını engeller ve güçsüzleşir.
- Karbonhidratsız çalışma; yorgunluk-konsantrasyon bozukluğu-kas kaybı-hastalanma riskinin artması ve becerilerin azalmasına yol açar.
- Antrenman öncesi karbonhidrat deposu dolu olmalıdır. Yarış yada yoğun antrenmanlarda kaslar ara ara karbonhidratla doldurulmalıdır. Antrenman sonrası toparlanma sürecinde yakıt yerine konmalı -ki ancak böylece beden bir sonraki antrenmana hazırlanabilir.
- Bizim karbonhidrat çözümümüz daha çok makarna şeklinde oluyor. Hem kolay hazırlanabiliyor-taşınabiliyor hem de çocuklar çok seviyor. Gün içerisinde okulda yediklerinden öğlen yemeklerinde makarna, pilav, börek ne varsa kararında tüketmeleri yönünde tembihliyorum.
- Yarışlarda öğle arasında yedirmek için Tonbalıklı-Mısırlı ve hafif zeytinyağlanmış makarna arabada piknik sepetinde hazır bekliyor.
- Beyaz ekmek olmazsa olmazımız ama her zaman beyaz ekmek tüketmiyor öğünleri tam tahıllı ve tam buğdaylı (kepekli değil) ekmeklerle de dengeleyip kan şekerimizin dalgalanmasını önlüyoruz. Beyaz ekmeğin (ihtiyaç duydukları) enerjiye hızlı dönüşme özelliğinden faydalanırken tam buğdayın daha düşük ama daha uzun etkisinden faydalanıyoruz.
- Pirinç pilavı her ne kadar lezzetli olsa da karbonhidrat yönünden diğerlerine göre zayıf kalıyor yine de evimizin baştacı kendileri.
***DİKKAT Bazı soslar ve ekler makarnayı faydalı olmak
yerine zararlı hale getirebilir ( Krema soslar gibi )
PROTEİNLER
- Kasların yapıtaşları ve onarım malzemesidir.
- Yumurta-Et-Süt-Balık-Tavuk ve yumurtada bolca bulunur. Küçük yüzücülerimizin bedeni en kolay ve güzel yumurtayı parçalar, sindirir ve kullanır. Ergenlikten önce kırmızı et daha geri planda kalır.
- Yüzücülerimizin yoğun çalışan ve her yaş artan kas kütlelerini yapılandırmak ve onarmak için elzemdir. Her gün yeniden!
- Egzersiz sonrası alınmalıdır.
- Protein tek başına yeterli değildir. Karbonhidratla bir arada alınmalıdır. Aromalı sütler, Meyveli Süt, Muz+Süt, Yoğurtlu Meyve Salatası, Yağsız Etli Sandviç+Salata, Mısır Gevreği+Süt, 2 Muffin+Süt, Süt+ Müsli Bar çözümlerden bazıları.
BESLENMEDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
- Hormon değişimleri yağ depolama ihtiyacını değiştir. Ergenlikle beraber kızlarda yağ depolama eğilimi artar, erkeklerde yağ yakımı hızlanır.
- Dinlenme ve antrenman döneminde yeme ihtiyaçları değişir. Tatillerde aynı miktarda ve oranda yemek yiyen çocuğunuz hızla kilo alabilir.
- Yüzme dışı arkadaşlıklar ve sosyal ortamlarda sağlıksız beslenme eğilimi artıyor. Fast-Food, dondurma, şeker vs dikkat!
- Yeterince ve gereken oranlarda beslenmemek ergenlikte gelişimi durdurabilir. (mesela karbonhidrat yönünden fakir)
- Ergenlikle beraber Kırmızı Et tüketimi kan ve kas desteği olarak mutlaka arttırılmalı.
ÇOCUKLARIMIZI İDEAL SPORCU DÜŞÜNCESİNE YÖNLENDİRMELİYİZ!
Yüzücülerimiz şöyle düşünebilmeli;
- Çok zor antrenmanlarda, iyi ve dengeli yemek yediğimde hayatımda her şey daha iyi gidiyor!
- Düzenli yiyorum!
- Akıllı tercihler yapıyorum!
- Doğru insanları dinliyor ve örnek alıyorum!
- İyi seçimler yapıyor, dengeli yaşıyorum!
- BUNLARI BİR GÜN DEĞİL HER GÜN YAPIYORUM!
1 Temmuz 2015 Çarşamba
BALIKLAR SU İÇER Mİ?
Sizlerden gelen yazı isteklerinde beslenme en fazla
talep alan konu gibi görünüyor. Ben de biraz biraz konuya giriş yapalım
istedim.
Beslenme diyince aklımıza hep katı gıdalar geliyor
lakin ironik bir biçimde suyun içinde yaşayan minik yüzücülerimizin aslında en
çok su içmeye ihtiyacı var.
Yeterli miktarda su içmeyen yüzücülerin;
- Çalışma kapasitesi düşer
- Efor algısı artar ( Her şey gözüne daha zor görünür )
- Vücut ısıları artar, hızlı yorulur
- Konsantrasyon yetenekleri azalır
- Baş ağrısı
- Yorgunluk
- Baş dönmesi
- Halsizlik
- Kas Krampları
- Azalan Konsantrasyon
- Azalan zihin becerilerinden şikayet ediyorsa öncelikle yeterince su içip içmediğini kontrol edin.
Bunu yapmanın en kolay yolu idrar rengine bakmak, özellikle sabah idrarı en büyük gösterge oluyor.
Susuzluğun önüne geçmek için;
- Yanında her zaman su olsun, kara ve su antrenmanları dahil!
- 1 lt sabah 1 lt öğleden sonra su içsin
- Yaz aylarında miktarı arttırsın
Not : Evet balıklar su içer Hayvanlar Alemi
3 Haziran 2015 Çarşamba
ÇOCUĞUNUZUN NESİSİNİZ?
7 yıldır tam
da her çeşit anne-babayı tanıdım derken sevgili camiamız beni yine yeniden
şaşırtıyor. Ne kadar işin içine girersem o kadar çok uçurum görüyorum.
Farkların arasında güzellikler olduğu kadar rahatsız edici olanlar da oluyor.
Hocalarla ve velilerle konuştukça en rahatsızlık veren veli profilinin "Kendini
antrenör zanneden veliler" olduğunu farkettim.
Tamam kabul
ediyorum, yurdumuzun spor hayatı hiç de profesyonel gitmiyor. Çocuğunuzun
emeğini korumak için yaptığı işi bilmelisiniz. Neyin nasıl yapıldığını
bilmezseniz karanlık sularda küreksiz bir kayığı ilerletmek zorundasınız. Ebeveyn
olarak onlara doğru yolu aydınlatmak görevimiz, ama tam da bu noktada
sınırınızı çizmelisiniz.
Çocuğu yüzdüğü için ilk kademe antrenör kursuna gitmek benim için sınırdır.
Son çıkan
teknolojileri takip edip hocaya ahkam kesercesine malzeme ithal etmek de.
Elinde
düdükle havuz başında kol saymak, tempo vermek ya da Michael Phelps sınıfındaki
yüzücülerin tüm videolarını seyredip çocuğuna zorla seyrettirmek de.
Keza yarışta
istediğini yapamamış ve omuzları düşük, ağlamaklı bir şekilde havuzdan çıkan
çocuğunu soyunma odasında tartaklamak da!
Bundan 20
yıl önce bu kadar tesis ve hoca yokken insanların mecburiyetten antrenör olması
bile kabul edilebilir bir olgu. Lakin bugün tüm dünyada ve ülkemizde bu kadar
olanak varken sadece anne-baba olmanın keyfine varmamız lazım.
Tüm spor
literatürünü tarayın bakalım, çocuğunun antrenörü olmayı seçen insanların
ebeveynlikleri çocuklarının gözünde ne kadar önemli ve değerli. Ana-babalıkları
ne kadar zarar görmüş. Çocukları onları aslında ne olarak görmüş ve
kabullenmiş? Spor hayatları bittiğinde ana-babaları için neler söylemişler?
Çocuklarına faydaları dokunsun diye yola çıkıp, yol bittiğinde kendilerini
nerede bulmuşlar?
Biz
çocuklarımızın annesiyiz-babasıyız.
Herkes
çocuğunuzun antrenörü olabilir ama, sadece SİZ annesi babası olabilirsiniz.
Anne karnına düştükleri andan başlayıp sonsuza dek süren bu güzel ilişkiyi, hayatlarının
belki 1/5'ini kapsayan bir dönem için feda etmeye değer mi?
Antrenörlük
mantık ve disiplin işidir, anne babalık ise duygu yüklüdür. İkisini birbirine
karıştırmak kaos yaratır. Ebeveyn olarak çocuklarımıza objektif bakmamız
neredeyse imkansızdır. Bizim onları ana-baba olarak kaf dağında görmemiz bunun
gerçek olduğunu ispatlamaz. Bırakın kavga ettiği antrenörü olsun, siz kollarına
alıp teselli eden olun. Bırakın yasak koyan o olsun, siz kırk yılda bir kaçamak
yaptıran keyifli anlar olun. Bırakın ağlatanlar onlar olsun, siz güldürenler
olun. Yoran onlar, dinlendiren siz olun.
Böyle yapın
ki, çocuğunuz için her şey bittiğinde, belki elinde olimpiyat madalyası ile
geldiğinde; hocası kadar gururlanan, sevinen ve ağlayan, kollarına mutlulukla koştuğu
olun.
İlgili Yazılar
Antrenör Baba Kızını Dövdü
2007 Dünya Yüzme Şampiyonasında aynı zamanda yüzücünün babası olan antrenör birinci olamayan kızına hiddetle vurdu.
Etiketler:
sporcuçocuklar,
sporcuebeveyni,
yüzme,
yüzücü,
yüzücüannesi,
yüzücüvelisi
21 Mayıs 2015 Perşembe
TRABZON'DAN AĞIRLAŞMIŞ
DÖNDÜK
Geçen hafta Okullar Arası Yıldızlar Grup Yarışları için
Trabzon'a gittik. Yüzmeye başladığımızdan beri 4 yıldır yani 5.sınıftan
itibaren kulüp yarışları dışında okul
yarışlarına da katılıyoruz. Trabzon bu sebepten gördüğümüz 3.şehir. Bu
seyahatten; bendeniz bol tereyağlı mıhlama ve mis gibi pideleri lüpletip
göbeklenmek sureti ile, çocuklar da bol madalyalanmak sureti ile ağırlaşmış
olarak evimize döndük.
Yüzmeye başlarken yarış sistemi hakkında pek bir
fikrimiz yoktu. 4+4+4 sistemi bizi vurup mezuniyetimiz hoooop diye bir sene
önceye çekilince sudan çıkmış balığa döndük. Devlet okulunda bir senemiz daha
var diye düşünürken kendimizi başı kesilmiş tavuk gibi özel okullar arasında görüşmeden
görüşmeye koşar bulduk. Yüzme dezavantaj yaratır zannederken, takımı olan özel
okullar tarafından sevgiyle kucaklandık.
İlk iki yılımız yani Küçükler Grubu Yarışlarımızı
Marmaris ve Gazi Antep'te Anabilim Okulları ve Barış Bul Hoca eşliğinde başarı ile
sonuçlandırdık. Bu yıl ise kendi kulüp antrenörümüz Erhan Yalınkılıç'ın Yüzme
Takımını yönettiği Bilfen Çamlıca Okulları adına İstanbul Elemesini ikincilik, Grup Yarışlarını Trabzon'da birincilik ile tamamlayıp önümüzdeki hafta Çorum'da
Türkiye Şampiyonasına katılmaya hak kazandık.
Haftaya Berna ve çocukları yine yollarda ;)
Okul yarışları hakkında kısa bilgiler:
* Yarışlara katılmak için hangi okulda olursanız olun
(özel-devlet) okul lisansı çıkartmak gerekiyor.
* Özel okullarda bu işleri Beden Eğitimi Bölümleri
yürütürken, devlet okullarında bu işler velilere kalıyor.
* Devlet okullarından bu yarışmalara katılan öğrenci
sayısı çok az, çünkü hiçbir beden eğitimi öğretmeni bununla uğraşmak istemiyor.
Zaten devlet okulları yüzen çocuklara da genellikle önyargı ile yaklaşıyor,
yarış sürelerinde çocukları yok yazıp eksik dersleri telafi etmiyor. Bu nedenle
yaşlar ilerledikçe çocuklar daha fazla özel okula kayıyor.
* Küçükler (11-12 yaş)- Yıldızlar(13-14 yaş) ve Gençler(15-16
yaş) olarak üç yaş grubu yarışıyor.
Hepsinin yer ve tarihi farklı oluyor.
* İstanbul-Bursa-İzmir bu yarışların iddialı şehirleri
olsa da, genellikle finaller İstanbul takımları arasında oluyor ve ilk üçe bir
Anadolu Takımı girebiliyor.
* Çocuğunuz bireysel olarak çok iyi bir yüzücü olsa
bile okul yarışları daha takım sporu olarak yürüyor. Puanlamalar takım
puanlaması oluyor. Yaşının ve stilinin 1. si takım olmaksızın ferdi olarak grup yarışmalarına ve finallerde devam edebiliyor.
* Yarışmalar 3 etapta yapılıyor; İl Birinciliği-Grup
Yarışmaları-Finaller
* Her ilin ilk 5 takımı ( her yıl değişebiliyor ) Mayıs
ayı içerisinde 4 grup halinde Yarı Final yüzülüyor.
* 4 Grubun ilk 3-4 takımı Finallere gidiyor. Kızlar ve erkekler olarak 12-16 takım finalde karşılaşıyor.
* Yarışları kulüp yarışlarına göre daha sakin ve
çocuklar için daha motive edici geçiyor.
* Kulüp yarışlarında rakip takımda olan çocuk ve
veliler okul yarışlarında takımdaş oluyor ve kesinlikle harika bir ortam
yaşanıyor.
* Yarış Programı üç etapta da değişmiyor. 3 gün ikişer
seans yapılıyor.
* Farklı şehirlerde yapılan yarışlara takımlar bir gün
önce gidiyor, dinlenip bir alıştırma antrenmanı yapılıyor.
* İki seans arasında ve ikinci seansın bitiminde hava
kararmasına çok vakit kaldığından (yarışlar yaz aylarına denk geliyor) gittiğiniz
yeri gezmek için 3-4'er saatlik zamanınız kalıyor.
* Çocuklar ve aileler farklı otellerde kalıyor.
* Çocuklar bu eğlenceli kamp ortamından çok keyif
alıyor ve kendi işlerini idame ettirebilmelerini öğrenebilmeleri için ideal bir
ortam oluyor.
* Genellikle iki-üç çocuk aynı odada kalıyor ve
başlarında mutlaka antrenörleri ve bir ekstra hoca daha oluyor.
* Okul Yüzme yarışları ile ilgili bilgileri okulsportal.gsb.gov.tr
adresinden takip edebiliyorsunuz.
Evimdeki en sevdiğim bazı eşyalar ve giysiler bu
keyifli gezilerden hatıra. Her gününüzü beraber geçirdiğiniz arkadaşlarınız ile
aynı odayı paylaşmak ve görmediğiniz yönlerini seyahatte görmek de çok farklı bir
tecrübe. Dönüşte anlatıp anlatıp güleceğiniz çok anı birikiyor.
Etiketler:
grupyarışları,
okulsporları,
trabzon,
yüzme,
yüzücü
11 Mayıs 2015 Pazartesi
YAZ TATİLİNDE AMERİKA'YA YÜZME KAMPINA GİTMEK İSTEYEN PARMAK KALDIRSIN
Kendileri de yüzücü velileri olan ve artık Amerika'da yaşayan Yeşim Sönmez (Eski takım arkadaşımız) ve Devrim Kıvanç; çocuklarının yüzdüğü, sayısız olimpik sporcu yetiştirmiş Lake Forest Swim Club' da Türkiye'den gelecek 15 çocuk için bir kamp düzenledi.
Yüzme ve kara çalışmalarının yanı sıra, İngilizce eğitiminin de verileceği kamp 14 gün sürüyor.
İlgilenen Yüzücü ve Anneleri sayfamızın adını vererek bilgi alabilir ve kayıt yaptırabilir.
Etiketler:
amerika,
kamp,
lakeforestswimclub,
yüzücü,
yüzücüöğrenci
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)