NEDEN YÜZME?
Çocukluğumun en derin anılarından iki tanesi direkt su ile
ilgili. Biri "kuyuya düşmek" birisi de bir karış suda "boğulmak".
Beş yaşımda amcamların bostanında, içinde acaba ne var diye
(kediyi merak öldürür) kuyuya eğilmemle cılız vücudumun tahtaların arasına
sıkışması bir olmuştu. Ayaklarım karanlık kuyunun içinde sallanırken küçücük
ellerimle kenarlara tutunup babama bağırdığımı ama yanımda çalışan su motoru
yüzünden sesimi duyuramadığımı hala dün
gibi hatırlarım. Oradan çıkarılışım ne kadar sürdü tam olarak kestiremiyorum
ama annemin daha yeni aldığı ve kuyunun dibinde yüzen terliklerimin ardından
ağladığımı da hiç unutmadım.
İki yıl kadar sonra Ören'de yüzmeyi yeni öğrenen ben; bir
karış suda, belimdeki can simidinin ters dönmesiyle, kendimi bu sefer simidin
içinde tepetaklak sıkışmış olarak buldum. Kafam kumların ve suyun içinde
ayaklarım suyun dışında çırpınırken beni yine babam kurtardı.
Küçük yaşta yaşadığım bu iki kötü tecrübenin beni sudan
korkuttuğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Hayatımın tamamında kendimi en huzurlu hissettiğim yer her zaman
masmavi denizlerin ve suyun içi oldu. Belki Balık burcu olduğumdandır kim
bilir?
İkizlere hamile kaldığımda özellikle son aylarda yerleri
daralıp devamlı itiştiklerinde (Karnım yaratık gibi oluyordu) bebelerimi de sakinleştiren
yine karnıma tuttuğum su oldu. Ağladıklarında banyoya, oynamak istediklerinde
küvete soktum. 7 aylıkken ilk kez denizle ve havuzla tanıştırdım ki ikisinin de
o anki keyiflerini asla unutamam. 4,5 yaşında havuzda kolluk kullanmadan
yüzmeyi, 6 yaşında kafaları suyun içinde serbest stil yüzmeyi öğrettim.
7 yaşımızı geçtiğimiz yaz artık onlara daha fazlasını
öğretemeyeceğimi düşünerek Fenerbahçe Yaz Okuluna yazdırdım. Amacım yazı
verimli geçirmeleri ve diğer stilleri de öğrenmeleriydi. 6 haftanın sonunda Yaz
Okulu bitti ama bizim maceramız bitmedi. Her şey yeni başlıyormuş :D
Yaz Okulu bitiminde yapılan şenlikte çocuklar koşarak
yanımıza geldi ve Hocalarının bizimle görüşmek istediğini söyledi. Meğer takıma
almak istiyorlarmış. Pespembe hayaller ve biraz da gururla kabul ettik. Eylül
ayına geldiğimizde artık Fenerbahçe Kulübü yüzücüsüydük.
"Neden yüzme?" sorusunun cevabına
gelince....Sanırım benden ötürü!
Korkularımın beni yönetmesine asla izin vermedim,
çocuklarımı yetiştirirken de asla tavuk anne olmadım. Onlara güven veren bir
mesafede kalıp yeni şeyler denemeleri için teşvik ettim. Şansım var ki onlar da
benim gibi suyu çok sevdiler ve yıllardır havuzun içinden çıkmadılar. Artık
bundan sonrası onlara kalmış. Ben ise bundan sonra yüzecekleri her havuzun kenarında güven veren mesafede kalıp kalbim pır pır ederek onları
desteklemeye devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder