23 Nisan 2015 Perşembe

NEDEN YÜZME?




Çocukluğumun en derin anılarından iki tanesi direkt su ile ilgili. Biri "kuyuya düşmek" birisi de bir karış suda "boğulmak".

Beş yaşımda amcamların bostanında, içinde acaba ne var diye (kediyi merak öldürür) kuyuya eğilmemle cılız vücudumun tahtaların arasına sıkışması bir olmuştu. Ayaklarım karanlık kuyunun içinde sallanırken küçücük ellerimle kenarlara tutunup babama bağırdığımı ama yanımda çalışan su motoru yüzünden sesimi duyuramadığımı  hala dün gibi hatırlarım. Oradan çıkarılışım ne kadar sürdü tam olarak kestiremiyorum ama annemin daha yeni aldığı ve kuyunun dibinde yüzen terliklerimin ardından ağladığımı da hiç unutmadım.

İki yıl kadar sonra Ören'de yüzmeyi yeni öğrenen ben; bir karış suda, belimdeki can simidinin ters dönmesiyle, kendimi bu sefer simidin içinde tepetaklak sıkışmış olarak buldum. Kafam kumların ve suyun içinde ayaklarım suyun dışında çırpınırken beni yine babam kurtardı.

Küçük yaşta yaşadığım bu iki kötü tecrübenin beni sudan korkuttuğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

Hayatımın tamamında kendimi en huzurlu hissettiğim yer her zaman masmavi denizlerin ve suyun içi oldu. Belki Balık burcu olduğumdandır kim bilir?



İkizlere hamile kaldığımda özellikle son aylarda yerleri daralıp devamlı itiştiklerinde (Karnım yaratık gibi oluyordu) bebelerimi de sakinleştiren yine karnıma tuttuğum su oldu. Ağladıklarında banyoya, oynamak istediklerinde küvete soktum. 7 aylıkken ilk kez denizle ve havuzla tanıştırdım ki ikisinin de o anki keyiflerini asla unutamam. 4,5 yaşında havuzda kolluk kullanmadan yüzmeyi, 6 yaşında kafaları suyun içinde serbest stil yüzmeyi öğrettim.


7 yaşımızı geçtiğimiz yaz artık onlara daha fazlasını öğretemeyeceğimi düşünerek Fenerbahçe Yaz Okuluna yazdırdım. Amacım yazı verimli geçirmeleri ve diğer stilleri de öğrenmeleriydi. 6 haftanın sonunda Yaz Okulu bitti ama bizim maceramız bitmedi. Her şey yeni başlıyormuş :D

Yaz Okulu bitiminde yapılan şenlikte çocuklar koşarak yanımıza geldi ve Hocalarının bizimle görüşmek istediğini söyledi. Meğer takıma almak istiyorlarmış. Pespembe hayaller ve biraz da gururla kabul ettik. Eylül ayına geldiğimizde artık Fenerbahçe Kulübü yüzücüsüydük.

"Neden yüzme?" sorusunun cevabına gelince....Sanırım benden ötürü!


Korkularımın beni yönetmesine asla izin vermedim, çocuklarımı yetiştirirken de asla tavuk anne olmadım. Onlara güven veren bir mesafede kalıp yeni şeyler denemeleri için teşvik ettim. Şansım var ki onlar da benim gibi suyu çok sevdiler ve yıllardır havuzun içinden çıkmadılar. Artık bundan sonrası onlara kalmış. Ben ise bundan sonra yüzecekleri her havuzun kenarında güven veren mesafede kalıp kalbim pır pır ederek onları desteklemeye devam edeceğim.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder